بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لَّا تَسۡمَعُ فِيهَا لَٰغِيَةٗ ١١

Orada boş söz işitmezler.

– Seyyid Kutub

فِيهَا عَيۡنٞ جَارِيَةٞ ١٢

Orada akan bir kaynak vardır.

– Seyyid Kutub

فِيهَا سُرُرٞ مَّرۡفُوعَةٞ ١٣

Orada yükseltilmiş tahtlar vardır.

– Seyyid Kutub

وَأَكۡوَابٞ مَّوۡضُوعَةٞ ١٤

Konulmuş kadehler.

– Seyyid Kutub

وَنَمَارِقُ مَصۡفُوفَةٞ ١٥

Dizilmiş yastıklar.

– Seyyid Kutub

وَزَرَابِيُّ مَبۡثُوثَةٌ ١٦

Serilmiş halılar vardır.

– Seyyid Kutub

أَفَلَا يَنظُرُونَ إِلَى ٱلۡإِبِلِ كَيۡفَ خُلِقَتۡ ١٧

Bu insanlar bakmıyorlar mı, develerin nasıl yaratıldığına?

– Seyyid Kutub

وَإِلَى ٱلسَّمَآءِ كَيۡفَ رُفِعَتۡ ١٨

Göğün nasıl yükseltildiğine?

– Seyyid Kutub

وَإِلَى ٱلۡجِبَالِ كَيۡفَ نُصِبَتۡ ١٩

Dağların nasıl dikildiğine?

– Seyyid Kutub

وَإِلَى ٱلۡأَرۡضِ كَيۡفَ سُطِحَتۡ ٢٠

Yerin nasıl yayıldığına?

– Seyyid Kutub

فَذَكِّرۡ إِنَّمَآ أَنتَ مُذَكِّرٞ ٢١

Ey Muhammed! Sen öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt verensin.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu